Tarikat kelimesi için arama sonuçları, sonuçlar arasından seçerek Tarikat ne demek olduğunu görüntüleyin.
Arapça ṭarīḳāt طريقات tarik maddesine bakınız.
"1. yollar, yöntemler, 2. tasavvufta izlenen yollar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ṭrḳ kökünden gelen ṭarīḳ طريق "yol" sözcüğünün çoğuludur. Daha fazla bilgi içinArapça χlw kökünden gelen χalwat خلوة hela maddesine bakınız.
"1. yalnız kalma, boş ve ıssız olma, 2. ıssız yer, tarikatte hücre" sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi içinArapça rwḍ kökünden gelen riyāḍiyyat رياضيّة ravza maddesine bakınız.
"1. disiplin, özellikle tarikat ve züht disiplini, 2. matematik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça riyāḍat رياضة "disipline etme, perhiz" sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Arapça rāḍa راض "hayvan veya insan eğitti, yetiştirdi, idman etti, disipline etti" fiilinden türetilmiştir. Daha fazla bilgi içinArapça rifāˁī رفاعى
"Rifaiyye tarikati mensubu" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aḥmad al-Rifāˁī "Rifaiyye tarikati kurucusu (1118-1183)" sözcüğünün nisbet halidir.Arapça skk kökünden gelen sikkat سكّة
"1. dövme demirden yapılan herhangi bir şey, saban demiri, üzerinde para basılan koni şeklinde demir kalıp, 2. madeni para, 3. bazı tarikatlere özgü koni şeklinde külah" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice sikkā veya sikkətā סכא/סכתא "1. çivi, saban demiri, 2. metal para" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Akatça sikkatu "mıh, çivi" sözcüğünden alıntıdır.Arapça ṣūfī صوفى sufi maddesine bakınız.
"tarikat mensubu" sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi içinArapça slk kökünden gelen sulūk سلوك
"bir yola veya mesleğe girme, tarikat mensubu olma, gidiş, davranış, hal ve hareket" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça salaka سلك "yola gitti, seyahat etti" fiilinin masdarıdır.Arapça şyχ kökünden gelen şayχ شيخ
"1. yaşlı kişi, ihtiyar, 2. aşiret veya tarikat reisi" sözcüğünden alıntıdır.Kürtçe (Kurmanci) şêχ "tarikat önderi, saygıdeğer kişi" sözcüğünden alıntıdır. Kürtçe sözcük Arapça şayχ شيخ şeyh maddesine bakınız.
sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi içinFarsça darvīş veya darvēş درويش
"1. fakir, yoksul, 2. tarikat uğruna dünya mülkünden vazgeçen kimse, zahit" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça (Pehlevice veya Partça) drigūş veya dargūş "fakir" sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Avesta (Zend) dilinde aynı anlama gelen drigu- sözcüğü ile eş kökenlidir.Farsça sōχte سوخته
"1. yanmış, yanık, 2. derviş, tarikat ehli" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça sōχtan, sūz- سوختن, سوز "yanmak, yakmak" fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Avesta (Zend) dilinde aynı anlama gelen saok-, saoç- fiili ile eş kökenlidir. Avestaca fiil Hintavrupa Anadilinde yazılı örneği bulunmayan *keuk- "yanmak, alev almak, parlak olmak" biçiminden evrilmiştir.